(1963 - ), Fransa’nın Lyon kentindeki École normale supérieure’de sosyoloji profesörü olarak çalışmaktadır ve Institut Universitaire de France isimli kuruluşun kıdemli üyesidir. Lahire aynı zamanda müdür yardımcılığını yaptığı Université de Lyon 2 bünyesindeki Centre Max Weber isimli araştırma merkezindeki “Dispositions, pouvoir, cultures, socialisation” [Yatkınlıklar, iktidarlar,
kültürler, toplumsallaşmalar] ekibinin liderliğini üstlenmektedir. 1990 yılında savunduğu sosyoloji doktora tezinde, ilköğretim seviyesinde başarısızlık üzerinde çalışmıştır. Araştırma alanları ilkokuldaki başarısızlığın üretimi, yüksek öğrenim alanındaki farklı eğitim alma biçimleri, “okuma yazma bilmeme” adı verilen toplumsal sorunun tarihi, Fransızların kültürel pratikleri, yazarların yaşam ve yaratım koşulları, Franz Kafka’nın eserleri, Batı’daki sanat ve tahakküm arasındaki ilişkilerin tarihi ve rüyalar gibi konuları kapsar. Lahire’in çalışmaları onu hem yatkınlıksalcı hem bağlamsalcı bir eylem kuramını geliştirmeye götürmüştür. Bu düşüncesi, Pierre Bourdieu’nün tesis ettiği alanlar kuramı ile habitus kuramına nüanslar kazandırarak onları belirginleştirmeye katkıda bulunmuştur. Lahire aynı zamanda sosyal bilimler ile onların toplumsal işlevleri hakkında da epistemolojik bir çalışma yürütmüştür. 2002 yılından bu yana Fransa’nın köklü yayınevlerinden olan Éditions La Découverte’de “Laboratoire des sciences sociales” [Sosyal bilimler laboratuvarı] isimli bir koleksiyonun başında bulunan Lahire’in yaklaşık yirmi tane yayımlanmış eseri bulunur. L'Homme pluriel (Nathan, 1998), Franz Kafka. Éléments pour une théorie de la création littéraire (La Découverte, 2010), Dans les plis singuliers du social (La Découverte, 2013), Ceci n'est pas qu'un tableau (La Découverte, 2015) ve Enfances de classe (Le Seuil, 2019) bunlardan bazılarıdır.
“Sosyoloji ne işe yarar?” Bu soru hem biraz safça hem de biraz provokatördür. Sosyolojinin mutlaka bir işe mi yaraması gerekir? Başka bir şekilde soracak olursak, özellikle ne işe yaramaması gerekir? Peki, eğer sosyolojinin herhangi bir yararlılığı olmalıysa bu, ne türden bir yararlılık olmalıdır: politik mi (bilirkişi-sosyolog, hükümet danışmanı-sosyolog ya da tahakküm altındakilerin hizmetindeki sosyolog), terapötik mi (sosyo-analiz ve toplumsal dünyanın daha iyi anlaşılmasını sağlayarak insanın çektiği ıstırapları azaltma aracı olarak sosyoloji) yoksa bilişsel mi (olabilecek en yüksek bilimsellik seviyesine ulaşmanın dışında hiçbir hedefi olmayan, bilgi olarak sosyoloji)?
Bu eserin yazarları, Bernard Lahire’in editörlüğünde, bu sorulara karşılık bulmaya çalışmışlardır. Araştırmacının kamusal alandaki konumuna dair ilgi ve sorgulamaların giderek arttığı bu dönemde, güncel olaylar bize sosyolojinin diğerlerine kıyasla daha az meşru bir akademik disiplin ve sonuçlarının gerekçelendirilmesi veya sorgulanmasına yönelik taleplere fazlasıyla maruz kalan bir bilim dalı olduğunu hatırlatmaktadır. Öte yandan, disiplinin kendine özgü durumuna karşın, bu düşünümsellik talebi hayli verimli olabilir.
Bu eser, sosyoloğun toplumsal olguları anlamadaki rolünün yanı sıra kamusal alana potansiyel müdahalesinin kapsamını ve sınırlarını sorgulamamıza olanak tanıyarak bu tartışmaya son derece değerli bir katkı sağlayacaktır. Daha da önemlisi, sosyolojinin toplumsal eleştiriyi beslemek için neler yapabileceğini tartışmaya açacaktır.
Garanti Kredi Kartları
İşbank Kredi Kartları
Halkbank Kredi Kartları
Denizbank Kredi Kartları
Türkiye Finans Kredi Kartları
Vakıfbank Kredi Kartı ile Ödeme
Yapıkredi Kredi Kartları
Finansbank Kredi Kartları